Meslek Hastalığı Nedir? 5 Tipte Meslek Hastalığı Grupları

Çalışma hayatı, bireylerin yaşamlarını sürdürebilmeleri için vazgeçilmez bir unsur olsa da, bazen sağlık üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Bu etkilerden biri de “meslek hastalığı” olarak karşımıza çıkar. Peki, meslek hastalığı nedir ve çalışanlar ile işverenler açısından ne anlama gelir? Bu yazıda, meslek hastalığının tanımından hukuki boyutlarına, türlerinden korunma yollarına kadar merak edilen tüm detayları ele alacağız.

Meslek Hastalıkları Tanımı

Meslek hastalığı tanımı, en genel anlamıyla, çalışanın işyerindeki faktörlerin etkisiyle zamanla ortaya çıkan sağlık sorunlarıdır. Bu tanımın temelinde, hastalığın kaynağı ile yapılan iş veya çalışma koşulları arasında doğrudan bir neden-sonuç ilişkisi (illiyet bağı) bulunması yatar. Yani, hastalık işyerindeki fiziksel, kimyasal, biyolojik, ergonomik veya psikososyal etkenlere maruziyet sonucu gelişmelidir.  

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi kuruluşlar da meslek hastalıklarını benzer şekilde, zararlı bir etken ile çalışılan işe özgü, kanıtlanabilir bir neden-sonuç ilişkisi bulunan hastalıklar grubu olarak tanımlar.  

Türkiye’deki yasal çerçeveye baktığımızda ise iki temel kanun öne çıkar:

  1. 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (SSGSSK): Bu kanunun 14. maddesi, meslek hastalığını sosyal güvenlik hakları açısından tanımlar: “Sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleri”. Bu tanım, SGK yardımları için yasal zemini oluşturur.  
  2. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu (İSGK): Bu kanunun 3. maddesi ise meslek hastalığını, “mesleki risklere maruziyet sonucu ortaya çıkan hastalık” olarak daha risk odaklı bir şekilde tanımlar. Bu tanım, işverenlerin önleyici tedbir alma sorumluluğunu vurgular.  

Meslek hastalıkları, genellikle ani bir olay sonucu değil, belirli bir zaman dilimi içinde, zararlı etkene tekrarlayan veya sürekli maruziyet sonucu yavaş yavaş gelişir. Bu süre, haftalardan başlayıp on yıllara kadar uzayabilir. Bu durum, meslek hastalığını ani gelişen iş kazasından ayıran temel farklardan biridir.  

SGK Meslek Hastalıkları Listesi ve Tazminat

Bir hastalığın SGK tarafından meslek hastalığı olarak kabul edilmesi için genellikle “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği”nin Ek-2’sinde yer alan sgk meslek hastalıkları listesi‘nde tanımlanmış olması beklenir. Ancak bu liste sınırlayıcı değildir; listede olmayan bir hastalık da, işle nedensellik bağı tıbben kanıtlanırsa ve Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu tarafından onaylanırsa meslek hastalığı sayılabilir.  

Peki, meslek hastalığı tazminatı ne kadar? Bu sorunun net bir cevabı olmamakla birlikte, süreç şu şekildedir:

  • SGK Yardımları: İşverenin kusurundan bağımsız olarak, SGK tarafından geçici veya sürekli iş göremezlik ödeneği/geliri, malullük aylığı, ölüm geliri gibi yardımlar sağlanır. Sürekli iş göremezlik geliri için en az %10, malullük aylığı için en az %60 meslekte kazanma gücü kaybı gerekir.  
  • İşverenden Tazminat: İşverenin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almada kusurlu olduğu durumlarda, SGK yardımlarına ek olarak işverene karşı İş Mahkemelerinde maddi ve manevi tazminat davası açılabilir. Maddi tazminat hesaplanırken işçinin meslekte kazanma gücü kaybı oranı, tarafların kusur oranları, işçinin geliri, yaşı gibi faktörler ve SGK tarafından bağlanan gelirin peşin değeri dikkate alınır. Manevi tazminat ise yaşanan acı ve ızdırap için hakim tarafından takdir edilir.  

Meslek Hastalığı Raporu Nasıl Alınır?

Meslek hastaligi raporu nasil alinir sorusunun yanıtı birkaç adımdan oluşur:

  1. Başvuru/Sevk: Sigortalı, işveren veya işyeri hekimi tarafından SGK İl Müdürlüğü/Merkezi’ne başvurularak veya doğrudan SGK tarafından yetkilendirilmiş sağlık kuruluşlarına (Meslek Hastalıkları Hastaneleri, Eğitim ve Araştırma Hastaneleri, Devlet Üniversitesi Hastaneleri) gidilerek süreç başlatılır.  
  2. Muayene ve Tetkikler: Yetkili hastanede detaylı çalışma öyküsü alınır, fizik muayene yapılır ve gerekli laboratuvar, görüntüleme gibi tetkikler uygulanır.  
  3. Sağlık Kurulu Raporu: Hastane sağlık kurulu, tüm bulguları değerlendirerek hastalığın tanısını, mesleki nedenlerle ilişkisini ve meslekte kazanma gücü kayıp oranını içeren bir rapor düzenler.  
  4. SGK Sağlık Kurulu Değerlendirmesi: Hastane raporu ve ekleri SGK Sağlık Kurulu’na gönderilir. Kurul, yasal mevzuat ve yönetmelikler çerçevesinde dosyayı inceler, gerekirse işyeri denetim raporlarını da dikkate alır ve hastalığın meslek hastalığı olup olmadığına, sürekli iş göremezlik oranına ve bağlanacak gelirlere nihai olarak karar verir.  
  5. İtiraz: SGK Sağlık Kurulu kararına karşı Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’na, ardından İş Mahkemesi’ne itiraz edilebilir.  

Türkiye’de bildirilen meslek hastalığı vaka sayısı, uluslararası tahminlerin oldukça altındadır. Bu durum, tanı ve bildirim süreçlerindeki zorluklar, farkındalık eksikliği ve diğer faktörler nedeniyle ciddi bir eksik bildirim sorunu olduğunu göstermektedir.  

Kimyasal maddelere maruz kalma sonucu oluşan A grubu meslek hastalığı örneği

Meslek Hastalıkları Grupları ve Özellikleri

Meslek Hastalığı Grupları Nelerdir? Türkiye’de meslek hastalıkları, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Ek-2 listesine göre, hastalığa neden olan etkene bağlı olarak 5 ana grupta sınıflandırılır. Bu meslek hastalıkları grupları (a, b, c, d, e) şunlardır:  

Grup A – Kimyasal Maddelerle Olan Meslek Hastalıkları

Bu grup, işyerinde bulunan ağır metaller (kurşun, civa, krom vb.), çözücüler (benzen, toluen vb.), gazlar, asitler, alkaliler, pestisitler gibi kimyasal maddelere maruziyet sonucu ortaya çıkan hastalıkları kapsar. Bu maddeler solunum, cilt veya sindirim yoluyla vücuda girerek zehirlenmelere, solunum ve cilt hastalıklarına, sinir sistemi bozukluklarına, kan hastalıklarına (lösemi gibi) ve çeşitli kanser türlerine neden olabilir. Kimya sanayi, boya, tarım, metal kaplama gibi sektörler risk altındadır.  

Grup B – Mesleki Cilt Hastalıkları

İşyerindeki kimyasal (deterjan, solvent vb.), fiziksel (sürtünme, sıcak/soğuk, UV ışını) veya biyolojik (bakteri, mantar) etkenlere bağlı olarak gelişen cilt rahatsızlıkları bu grupta yer alır. Kontakt dermatit (tahriş veya alerjiye bağlı), egzama, akne, kurdeşen, kimyasal yanıklar ve cilt kanserleri örnek olarak verilebilir. Temizlik, sağlık, kuaförlük, metal işleme gibi sektörlerde sık görülür.  

Grup C – Pnömokonyozlar ve Diğer Mesleki Solunum Sistemi Hastalıkları

Bu grup, havada bulunan zararlı inorganik tozlar (silika, kömür, asbest vb.), organik tozlar (pamuk, un, küflü saman vb.) veya kimyasal gaz/buhar/dumanların solunması sonucu ortaya çıkan akciğer ve solunum yolu hastalıklarını içerir. Pnömokonyozlar (silikozis, asbestozis, kömür işçisi pnömokonyozu), mesleki astım, bisinozis, çiftçi akciğeri, KOAH gibi hastalıklar bu gruptadır. Madencilik, inşaat, tekstil, tarım gibi sektörler yüksek risk taşır.  

Grup D – Mesleki Bulaşıcı Hastalıklar

Çalışanın mesleği gereği bakteri, virüs, mantar veya parazit gibi biyolojik etkenlere maruz kalması sonucu gelişen enfeksiyon hastalıklarıdır. Tüberküloz (verem), Hepatit B/C, HIV/AIDS, bruselloz (Malta humması), şarbon, kuduz gibi hastalıklar bu gruba örnektir. Sağlık çalışanları, laboratuvar personeli, tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar, veterinerler risk altındadır.  

Grup E – Fiziksel Etkenlerle Olan Meslek Hastalıkları

İş ortamındaki gürültü, titreşim, yüksek/alçak basınç, iyonlaştırıcı veya iyonlaştırıcı olmayan radyasyon, aşırı sıcak veya soğuk gibi fiziksel etkenlere maruziyet sonucu oluşan hastalıklardır. Gürültüye bağlı işitme kaybı, titreşime bağlı beyaz parmak hastalığı veya bel sorunları, vurgun (dekompresyon hastalığı), sıcak çarpması, donma, radyasyon hastalıkları (kanser, katarakt vb.) bu grupta yer alır. İnşaat, madencilik, sanayi, ulaşım, sağlık gibi sektörlerde çalışanlar risk altındadır.  

Maruziyet Süresi ve Risk Faktörleri

Meslek hastalığının tespitinde iki önemli süre kavramı vardır:

  1. Maruziyet Süresi: Maruziyet süresi nedir? Bu süre, zararlı etkenle temasın başlamasıyla hastalık belirtilerinin ortaya çıkması için gereken en az süreyi ifade eder. Yönetmelikte bazı hastalıklar için asgari maruziyet süreleri belirlenmiştir. Örneğin, pnömokonyoz için ilgili tozlu ortamda en az 3 yıl çalışma , gürültüye bağlı işitme kaybı için gürültülü işte en az 2 yıl veya 85 dB(A) üzeri gürültüde en az 30 gün çalışma şartı aranabilir.  
  2. Yükümlülük Süresi: Bu süre, sigortalının hastalığa neden olan işinden fiilen ayrıldığı tarih ile hastalığın ortaya çıktığı tarih arasında geçebilecek en uzun süredir. Hastalığa göre değişir; örneğin silikoz için 10 yıl, bisinoz için 3 yıldır. Yükümlülük süresi aşılsa bile, hastalık kesin olarak tespit edilir ve işle bağlantısı kanıtlanırsa, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu onayı ile hastalık yine de meslek hastalığı sayılabilir.  

Meslek hastalıklarına yol açan başlıca risk faktörleri şunlardır:

  • Kimyasal Faktörler: Ağır metaller, solventler, gazlar, asitler, alkaliler, pestisitler, endüstriyel tozlar.  
  • Fiziksel Faktörler: Gürültü, titreşim, aşırı sıcak/soğuk, yüksek/alçak basınç, iyonlaştırıcı/iyonlaştırıcı olmayan radyasyon, yetersiz aydınlatma.  
  • Biyolojik Faktörler: Bakteriler, virüsler, mantarlar, parazitler.  
  • Ergonomik Faktörler: Tekrarlayıcı hareketler, ağır yük kaldırma/taşıma, uygunsuz çalışma duruşları, yetersiz dinlenme araları, ergonomik olmayan alet/ekipman kullanımı. Uzun çalışma saatleri ve tekrarlayan hareketler özellikle kas-iskelet sistemi hastalıkları için önemli risklerdir.  
  • Psikososyal Faktörler: İş stresi, mobbing (psikolojik taciz), uzun/düzensiz çalışma saatleri, iş güvencesizliği, monoton iş, sosyal destek eksikliği. Bu faktörlere bağlı ruhsal sorunlar (depresyon, tükenmişlik vb.) ILO tarafından tanınsa da, Türkiye’deki resmi listede ayrı bir kategori olarak yer almamaktadır.  
Radyasyon maruziyetine bağlı E grubu meslek hastalığı riski ve korunma

Meslek Hastalığı Raporu ve Tazminat Süreci

Daha önce değindiğimiz gibi, meslek hastalığı raporu nasıl alınır sorusunun cevabı, SGK’ya başvuru, yetkili hastanede muayene ve tetkikler, sağlık kurulu raporu düzenlenmesi ve son olarak SGK Sağlık Kurulu’nun bu raporu inceleyerek nihai kararı vermesi adımlarını içerir. Bu süreçte çalışma öyküsü, tıbbi belgeler ve gerekirse işyeri inceleme raporları önemli rol oynar.  

Tazminat hakkı ise iki yönlüdür:

  1. SGK Yardımları: Meslek hastalığı tespit edilen sigortalıya, işverenin kusuruna bakılmaksızın, sürekli veya geçici iş göremezlik ödeneği/geliri, malullük aylığı, ölüm halinde hak sahiplerine gelir bağlanması gibi yardımlar yapılır.  
  2. İşverenden Tazminat: İşverenin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almada kusurlu olduğu ispatlanırsa, SGK yardımlarının karşılamadığı zararlar için işverene karşı maddi ve manevi tazminat davası açılabilir. Meslek hastalığı tazminatı ne kadar sorusunun yanıtı; maluliyet oranı, tarafların kusuru, işçinin geliri, yaşı gibi faktörlere göre bilirkişilerce hesaplanır.  

Bu tazminat davaları İş Mahkemelerinde görülür ve 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Sürecin karmaşıklığı nedeniyle hukuki destek almak önemlidir.  

En Sık Görülen Meslek Hastalıkları ve Örnekleri

Türkiye’de SGK istatistiklerine göre bildirilen en sık görülen meslek hastalığı türleri konusunda farklı kaynaklarda çelişkili bilgiler bulunsa da , pnömokonyozlar (toz hastalıkları), ağır metal zehirlenmeleri, akciğer hastalıkları , kas-iskelet sistemi hastalıkları, mesleki astım ve cilt hastalıkları öne çıkan gruplar arasındadır. Madencilik, inşaat, kimya, metal işleme ve sağlık sektörleri yüksek riskli alanlardır. Ancak unutulmamalıdır ki, Türkiye’de meslek hastalıkları bildirimleri yetersizdir ve gerçek sayılar çok daha yüksek olabilir.  

Peki, boyun – bel fıtığı meslek hastalığı mıdır? Kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları, özellikle bel ve boyun fıtıkları, eğer işin niteliği (ağır kaldırma, tekrarlayan zorlayıcı hareketler, kötü ergonomi vb.) ile hastalık arasında doğrudan bir nedensellik bağı kurulabilirse meslek hastalığı olarak kabul edilebilir. Ancak bu tür hastalıkların işle bağlantısını kanıtlamak genellikle zordur ve SGK Sağlık Kurulları ile mahkemelerin detaylı değerlendirmesini gerektirir. Yargıtay kararları da bu konuda olayın somut koşullarına ve alınan sağlık kurulu raporlarına göre değişkenlik göstermektedir.  

Meslek hastalıkları, çalışanların yaşam kalitesini düşürmenin yanı sıra iş gücü verimliliğini de olumsuz etkiler. Bu nedenle erken teşhis, doğru tedavi ve en önemlisi önleyici tedbirler büyük önem taşır.  

Ofis çalışmasında tekrarlayan hareketlere bağlı bilek ağrısı ve karpal tünel sendromu - meslek hastalığı

Sıkça Sorulan Sorular

Meslek hastalığı tam olarak nedir?

Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halidir. Temelde, hastalığın işle doğrudan bir neden-sonuç ilişkisi içinde olması gerekir.

Meslek hastalığı ile iş kazası arasındaki temel fark nedir?

Temel fark oluşum şekli ve zamanıdır. İş kazası ani, beklenmedik bir olay sonucu meydana gelirken , meslek hastalığı belirli bir zaman dilimi içinde, işin niteliği veya yürütüm şartları nedeniyle tekrarlanan veya sürekli maruziyetler sonucu yavaş yavaş gelişir.

Bir hastalığın Türkiye’de meslek hastalığı sayılması için hangi şartlar gerekir?

Bir hastalığın meslek hastalığı sayılması için kişinin sigortalı olması , hastalık ile yapılan iş arasında nedensellik bağı bulunması , hastalığın yönetmelikte belirtilen listede yer alması veya Yüksek Sağlık Kurulu’nca kabul edilmesi , belirli maruziyet ve yükümlülük süreleri içinde ortaya çıkması ve yetkili sağlık kurulu raporu ile tespit edilmesi gerekir.

Meslek hastalıkları hangi ana gruplara ayrılır?

Türkiye’de meslek hastalıkları, ilgili yönetmelik ekindeki listeye göre 5 ana grupta sınıflandırılır: A Grubu (Kimyasal maddelerle olanlar), B Grubu (Mesleki cilt hastalıkları), C Grubu (Pnömokonyozlar ve diğer mesleki solunum sistemi hastalıkları), D Grubu (Mesleki bulaşıcı hastalıklar) ve E Grubu (Fiziksel etkenlerle olanlar).

“Maruziyet süresi” ne anlama geliyor?

Maruziyet süresi, bir hastalığın meslek hastalığı olarak kabul edilebilmesi için sigortalının zararlı etkene maruz kalması gereken asgari (en az) süreyi ifade eder. Bu süre, hastalığa ve etkene göre yönetmelikte belirlenmiştir.

“Yükümlülük süresi” nedir?

Yükümlülük süresi, sigortalının meslek hastalığına neden olan işinden fiilen ayrıldığı tarih ile hastalığın ortaya çıktığı tarih arasında geçebilecek kabul edilebilir en uzun (azami) süredir. Bu süre de hastalığa göre değişir ve yönetmelikte belirtilmiştir.

Meslek hastalığı raporu almak için nereye başvurmalıyım?

Meslek hastalığı şüphesiyle bağlı bulunduğunuz Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne/Merkezi’ne başvurarak SGK tarafından yetkilendirilmiş bir sağlık kuruluşuna (Meslek Hastalıkları Hastaneleri, Eğitim ve Araştırma Hastaneleri, Devlet Üniversitesi Hastaneleri) sevk talebinde bulunabilirsiniz. Ayrıca işyeri hekimi veya işveren de sizi sevk edebilir.

Meslek hastalığına yakalanırsam ne gibi haklarım var?

SGK tarafından geçici iş göremezlik ödeneği, sürekli iş göremezlik geliri (en az %10 kayıp varsa), malullük aylığı (en az %60 kayıp ve ek şartlar varsa), ölüm halinde hak sahiplerine gelir bağlanması, cenaze ödeneği ve sağlık yardımları gibi haklarınız bulunmaktadır. Ayrıca işverenin kusuru varsa maddi ve manevi tazminat davası açma hakkınız da vardır.

Boyun veya bel fıtığı meslek hastalığı sayılır mı?

Boyun veya bel fıtığı gibi kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları, eğer hastalığın doğrudan işin niteliği (ağır kaldırma, tekrarlayan zorlayıcı hareketler vb.) nedeniyle ortaya çıktığı tıbbi ve hukuki olarak kanıtlanabilirse meslek hastalığı sayılabilir. Ancak bu durumun tespiti genellikle zordur ve SGK Sağlık Kurulları ile mahkemelerin detaylı değerlendirmesini gerektirir. Yargıtay kararları da olayın özel koşullarına göre değişmektedir.

Meslek hastalıklarını önlemek kimin sorumluluğundadır?

Meslek hastalıklarının önlenmesinde birincil sorumluluk işverene aittir. İşveren, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uyarınca risk değerlendirmesi yapmak, gerekli tüm önlemleri almak, eğitim vermek ve denetim yapmakla yükümlüdür. Çalışanların da alınan önlemlere uyma, kişisel koruyucuları kullanma ve tehlikeleri bildirme gibi sorumlulukları vardır. Devletin de kurumsal yapısıyla önleyici uygulamaları yerine getirme sorumluluğu bulunur.

Sigortasız çalışırken meslek hastalığına yakalanırsam haklarım var mı?

Evet, sigortasız çalıştırılmış olsanız bile haklarınız olabilir. Öncelikle İş Mahkemesi’nde hizmet tespiti davası açarak sigortalı olmanız gerektiğini kanıtlamanız gerekir. Dava lehinize sonuçlanırsa, hem SGK’nın sağladığı meslek hastalığı haklarından yararlanabilir hem de işverenin kusuru varsa tazminat talep edebilirsiniz.

Meslek hastalıkları önlenebilir mi?

Evet, meslek hastalıklarının en önemli özelliği, teorik olarak %100 oranında önlenebilir olmalarıdır. Gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alındığında, risk faktörleri kontrol altına alınarak veya ortadan kaldırılarak bu hastalıkların önüne geçmek mümkündür. Bu nedenle işverenlerin ve çalışanların koruyucu önlemlere uyması büyük önem taşır.

Bisinozis (Byssinosis) hastalığı nedir?

Bisinozis, özellikle pamuk, keten veya kenevir tozlarına maruz kalan tekstil işçilerinde görülen bir mesleki solunum sistemi hastalığıdır. C Grubu meslek hastalıkları arasında yer alır. Genellikle göğüste sıkışma, nefes darlığı ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösterir.

Meslek hastalığı bildirim süresi ne kadardır?

Meslek hastalığının Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) bildirilmesi için belirli süreler vardır:
İşveren: Sigortalısının meslek hastalığına tutulduğunu öğrendiği veya bu durumun kendisine bildirildiği günden başlayarak 3 (üç) iş günü içinde SGK’ya bildirmek zorundadır.  
4/b Sigortalısı (Bağ-Kur’lu): Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan sigortalılar, durumu öğrendikleri tarihten itibaren 3 (üç) iş günü içinde kendileri SGK’ya bildirmelidir.
Yetkili Sağlık Hizmet Sunucusu: Meslek hastalığı tanısı koyan yetkili hastaneler, tanıyı koydukları tarihten itibaren en geç 10 (on) gün içinde durumu SGK’ya bildirmekle yükümlüdür.

Meslek hastalığı, çalışma koşullarının bir sonucu olarak ortaya çıkan, önlenebilir bir sağlık sorunudur. Türkiye’de yasal düzenlemelerle tanımlanmış, belirli şartlara bağlanmış ve mağdurlara çeşitli sosyal güvenlik ve tazminat hakları tanınmıştır. Ancak, tanı ve bildirim süreçlerindeki eksiklikler önemli bir sorundur.  

Meslek hastalıklarından korunmak için hem işverenlere hem de çalışanlara önemli görevler düşmektedir. İşverenler, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında risk değerlendirmesi yapmak, gerekli tüm teknik ve idari önlemleri almak, çalışanları eğitmek ve bilgilendirmek, sağlık gözetimi yapmakla yükümlüdür. Çalışanlar ise alınan önlemlere uymak, kişisel koruyucu donanımları doğru kullanmak ve tehlikeli durumları bildirmekle sorumludur.  

  • Çalıştığınız işin potansiyel risklerini öğrenin.
  • İşveren tarafından sağlanan eğitimlere katılın ve talimatlara uyun.
  • Size verilen kişisel koruyucu donanımları (maske, eldiven, gözlük vb.) doğru ve sürekli kullanın.
  • İşle ilgili olabileceğini düşündüğünüz sağlık sorunları yaşarsanız vakit kaybetmeden işyeri hekimine veya bir sağlık kuruluşuna başvurun.
  • Haklarınız konusunda bilgi edinin ve gerekirse profesyonel destek alın.

Unutmayın, sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı herkesin hakkıdır.

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir