Güvenli Bir Çalışma Ortamının Temel Taşı: Risk Değerlendirmesi
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) istatistiklerine göre Türkiye’de her yıl yüz binlerce iş kazası meydana gelmektedir; örneğin 2024 yılında bu sayı 700.000’i aşmıştır. Bu endişe verici rakamların arkasında yatan gerçek ise, bu olayların büyük bir çoğunluğunun öngörülebilir ve önlenebilir olmasıdır. İşte bu noktada, önleyici bir iş sağlığı ve güvenliği (İSG) yaklaşımının en kritik aracı olan risk değerlendirmesi devreye girer. Risk değerlendirmesi, yasal bir zorunluluk olmanın çok ötesinde, bir işyerinin en değerli varlığı olan çalışanlarını korumaya yönelik ahlaki bir sorumluluk ve sürdürülebilir bir iş modelinin temelidir.
Bu kapsamlı rehberde, risk değerlendirmesinin yasal dayanaklarından başlayarak, kimlerden oluşan bir ekiple yürütülmesi gerektiğine, 5 temel adımda sürecin nasıl işlediğine, hangi durumlarda yenilenmesi gerektiğine ve ihmal durumunda karşılaşılabilecek yaptırımlara kadar tüm detayları bulacaksınız.
İçindekiler
Bölüm 1: Risk Değerlendirmesi Nedir ve Yasal Dayanağı Nedir?
Sürecin adımlarına geçmeden önce, temel kavramları ve yasal çerçeveyi doğru anlamak, yapılacak çalışmanın kalitesini ve geçerliliğini doğrudan etkiler.
1.1. Temel Kavramları Anlamak: Tehlike, Risk ve Önleme
İSG literatüründe sıkça karıştırılan bu üç temel kavram, risk değerlendirmesinin temelini oluşturur:
- Tehlike: Yasal tanımıyla, “İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek, çalışanı veya işyerini etkileyebilecek zarar veya hasar verme potansiyeli” olarak ifade edilir. Basit bir ifadeyle tehlike, zarara neden olabilecek herhangi bir şeydir. Örnekler: Zemindeki ıslaklık, koruyucusu olmayan bir makine, zehirli bir kimyasal madde.
- Risk: “Tehlikeden kaynaklanacak kayıp, yaralanma ya da başka zararlı sonuç meydana gelme ihtimali” olarak tanımlanır. Risk, tehlikenin gerçekleşme olasılığı ile sonuçlarının ciddiyetinin bir birleşimidir. Örnek: Islak zemin (tehlike) kayıp düşme (risk) olasılığını yaratır.
- Risk Değerlendirmesi: Bu iki kavramı birleştiren sistematik süreçtir. Mevzuattaki kapsamlı tanımı şöyledir: “İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmalar”.
- Önleme: Tüm bu çalışmaların nihai amacıdır. Önleme, işyerindeki riskleri tamamen ortadan kaldırmak veya kabul edilebilir bir seviyeye indirmek için planlanan ve alınan tüm tedbirleri kapsar.
1.2. Yasal Çerçeve: 6331 Sayılı Kanun ve İlgili Yönetmelikler
Türkiye’de risk değerlendirmesinin yasal zemini oldukça nettir:
- Ana Kanun: Yükümlülüğün temel dayanağı, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu‘dur. Kanunun 10. maddesi, “İşveren, iş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmakla yükümlüdür” hükmünü amirdir.
- Uygulama Yönetmeliği: Sürecin nasıl yürütüleceğine dair usul ve esaslar, İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği‘nde detaylandırılmıştır. Bu yönetmelik, sürecin adımlarından ekip üyelerine, dokümantasyon şartlarından yenileme sürelerine kadar tüm ayrıntıları içerir. Bu yönetmeliğin tam metnine (https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=16925&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5) üzerinden ulaşabilirsiniz.
Bu temel düzenlemelerin bir “şemsiye” görevi gördüğünü anlamak kritiktir. Etkin bir risk değerlendirmesi, işyerinin faaliyet alanına özgü diğer yönetmelikleri de (örneğin, Kimyasal Maddelerle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik, Çalışanların Gürültü İle İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelik vb.) dikkate almak zorundadır. Bu, yasal çerçevenin tek bir belgeden değil, birbiriyle bağlantılı bir düzenlemeler ekosisteminden oluştuğunu gösterir.
1.3. İşverenin Sorumluluğu: Bir Yükümlülükten Daha Fazlası
Kanun, “İşveren, risk değerlendirmesi yapar ya da yaptırır” diyerek sorumluluğu net bir şekilde tanımlar. Ancak, mevzuatın en önemli noktalarından biri şudur: “Risk değerlendirmesinin gerçekleştirilmiş olması; işverenin, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz”. Bu hüküm, devletin sadece bir kağıt parçasının hazırlanmasını değil, fiilen daha güvenli bir çalışma ortamının yaratılmasını hedeflediğini açıkça ortaya koyar. Değerlendirmenin kendisi bir amaç değil, güvenliğe giden yolda bir araçtır.

Bölüm 2: Mükemmel Takımı Kurmak: Risk Değerlendirme Ekibinde Kimler Olmalı?
Etkili bir risk değerlendirmesi, tek bir kişinin masa başında yapabileceği bir çalışma değildir. Yönetmelik, farklı uzmanlık ve bakış açılarının bir araya geldiği, işbirliğine dayalı bir ekip çalışmasını zorunlu kılar.
2.1. Yönetmeliğe Göre Zorunlu Ekip Üyeleri
Risk değerlendirme ekibi, asgari olarak aşağıdaki üyelerden oluşmalıdır:
- a) İşveren veya İşveren Vekili: Sürecin lideri ve nihai sorumlusu.
- b) İş Güvenliği Uzmanı (İSG Uzmanı) ve İşyeri Hekimi: Sürecin teknik ve tıbbi uzmanları.
- c) Çalışan Temsilcileri: Sahadaki gerçek durumu ve çalışanların sesini temsil eden kilit kişiler.
- ç) Destek Elemanları: Yangın, ilkyardım, tahliye gibi özel konularda görevlendirilmiş kişiler.
- d) Konuyla İlgili Bilgi Sahibi Çalışanlar: Belirli bir bölüm, makine veya süreç hakkında derinlemesine bilgiye sahip ustabaşı, formen veya tecrübeli operatörler.
Bu çok disiplinli yapı, yönetimin taahhüdünü, teknik uzmanlığı ve sahadan gelen pratik bilgiyi aynı potada eritmeyi amaçlar. Özellikle çalışan temsilcisinin varlığı, uzmanların veya yöneticilerin gözden kaçırabileceği “örtük” bilgilerin (gayriresmi çalışma yöntemleri, yaşanan ramak kala olaylar vb.) sürece dahil edilmesini yasal olarak garanti altına alır.
2.2. Ekip Üyelerinin Rolleri ve Sorumlulukları
Ekipteki her üyenin belirli bir rolü ve katkısı vardır. Bu roller aşağıdaki tabloda özetlenmiştir:
Tablo 1: Risk Değerlendirme Ekibi ve Görevleri
Üye | Rolü | Sorumlulukları |
İşveren / Vekili | Lider & Sağlayıcı | Ekibi kurmak, gerekli kaynakları (zaman, bütçe, mekan) sağlamak, süreci başlatmak ve sonuçların uygulanmasını sağlamak. |
İSG Uzmanı | Teknik Danışman | Metodoloji seçimi, tehlike analizi, risk derecelendirmesi ve kontrol önlemlerinin belirlenmesinde rehberlik etmek. |
İşyeri Hekimi | Sağlık Danışmanı | Meslek hastalıkları, ergonomi, hijyen ve diğer sağlıkla ilgili riskleri tespit etmek ve önlemler önermek. |
Çalışan Temsilcisi | Saha Gözlemcisi | Çalışanların karşılaştığı pratik riskleri, “ramak kala” olayları ve endişeleri ekibe aktarmak, çalışan katılımını sağlamak. |
Destek Elemanı | Acil Durum Uzmanı | Yangın, ilkyardım gibi acil durum senaryolarına ilişkin tehlikeleri belirlemek ve önlemlerin planlanmasına yardımcı olmak. |
Bilgi Sahibi Çalışan | Proses Uzmanı | Belirli bir makine, bölüm veya süreç hakkındaki derinlemesine pratik bilgisiyle tehlikelerin tespitine katkıda bulunmak. |
2.3. Dışarıdan Destek Almak ve Koordinasyon
İşveren, ihtiyaç duyması halinde ekibe destek olmak üzere işyeri dışındaki kişi ve kuruluşlardan (Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri – OSGB’ler gibi) hizmet alabilir. Ancak bu durum, işverenin yasal sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Aynı çalışma alanını birden fazla işverenin paylaştığı iş merkezleri, sanayi siteleri veya asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu şantiyeler gibi durumlarda, risk değerlendirmesi çalışmalarının koordinasyon içinde yürütülmesi yasal bir zorunluluktur. Bu, mevzuatın riski sadece tek bir şirketle sınırlı görmediğini, bir işyerini bütüncül bir ekosistem olarak ele aldığını gösterir. Bir firmanın yarattığı tehlike, diğer firmaların çalışanlarını da etkileyebileceğinden, iletişim ve ortak planlama esastır.
Bölüm 3: 5 Adımda Uygulamalı Risk Değerlendirmesi
Risk değerlendirmesi, “kuruluş aşamasından başlamak üzere” uygulanması gereken döngüsel bir süreçtir. İşte bu sürecin 5 temel adımı:
3.1. Adım 1: Tehlikeleri Tanımla (Veri Toplama ve Tespit)
Bu, tüm sürecin en kritik adımıdır. Çünkü tespit edilemeyen bir tehlike, kontrol edilemez. Bu aşama, bir dedektif gibi kanıt toplamayı gerektirir. Yönetmelik, tehlikeleri tanımlarken asgari olarak aşağıdaki bilgilerin toplanmasını şart koşar:
- İşyeri bina ve eklentileri, üretim süreçleri ve teknikleri.
- Kullanılan iş ekipmanları ve kimyasallara ait Malzeme Güvenlik Bilgi Formları (MSDS).
- Geçmiş iş kazası, meslek hastalığı ve özellikle ramak kala (near miss) olay kayıtları.
- Çalışanların sağlık gözetimi kayıtları, eğitim seviyeleri, yaş, cinsiyet gibi özellikleri ve tecrübeleri.
- Özel politika gerektiren grupların (gebe, engelli, genç çalışanlar) durumu.
- Yapılmış ortam ölçüm sonuçları (gürültü, toz, kimyasal maruziyet vb.).
- Varsa daha önce yapılmış risk değerlendirmesi çalışmaları.
Bu veriler toplandıktan sonra tehlikeler sistematik olarak sınıflandırılır:
- Fiziksel Tehlikeler: Gürültü, titreşim, yetersiz aydınlatma, termal konfor (aşırı sıcak/soğuk), radyasyon, kayma, takılma, düşme.
- Kimyasal Tehlikeler: Toksik gazlar, solventler, tozlar, yanıcı ve patlayıcı maddeler.
- Biyolojik Tehlikeler: Bakteriler, virüsler, mantarlar gibi mikroorganizmalar.
- Ergonomik Tehlikeler: Tekrarlayan hareketler, elle taşıma, uygun olmayan duruş pozisyonları, ekranlı araçlarla uzun süreli çalışma.
- Psikososyal Tehlikeler: İş stresi, mobbing, şiddet, taciz, aşırı iş yükü.
3.2. Adım 2: Riskleri Belirle ve Analiz Et (Derecelendirme)
Tehlikeler tanımlandıktan sonra, bu tehlikelerin ne tür risklere yol açabileceği analiz edilir. Bu analizde, “bu risklerden kimlerin, nelerin, nasıl, hangi sıklıkta ve şiddette zarar görebileceği” değerlendirilir. Bu değerlendirmeyi sayısallaştırmak için çeşitli metodolojiler mevcuttur. En yaygın kullanılanlardan biri 5×5 L Tipi Matris Metodu‘dur.
Bu metot, riski iki temel bileşene ayırır:
- Olasılık (O): Tehlikenin bir zarara yol açma ihtimali (1’den 5’e kadar puanlanır: Çok düşük ihtimalden çok yüksek ihtimale).
- Şiddet (Ş): Eğer risk gerçekleşirse sonucunun ne kadar ağır olacağı (1’den 5’e kadar puanlanır: Çok hafif zarardan ölüme/çok ağır zarara).
Risk skoru, bu iki değerin çarpılmasıyla elde edilir:
Risk Skoru = Olasılık X Şiddet
Bu skor, risklerin önceliklendirilmesini sağlar.
Tablo 2: Örnek 5×5 L Tipi Matris Risk Değerlendirmesi
Şiddet → | 1 (Çok Hafif) | 2 (Hafif) | 3 (Orta) | 4 (Ciddi) | 5 (Çok Ciddi) | |
Olasılık ↓ | ||||||
5 (Çok Yüksek) | 5 | 10 | 15 | 20 | 25 | |
4 (Yüksek) | 4 | 8 | 12 | 16 | 20 | |
3 (Orta) | 3 | 6 | 9 | 12 | 15 | |
2 (Düşük) | 2 | 4 | 6 | 8 | 10 | |
1 (Çok Düşük) | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 |
- 1-6 (Yeşil): Kabul Edilebilir Risk
- 7-12 (Sarı): Dikkate Değer Risk (Önlem Gerekli)
- 13-25 (Kırmızı): Kabul Edilemez Risk (Acil Önlem Gerekli)
3.3. Adım 3: Risk Kontrol Tedbirlerini Kararlaştır (Önlem Hiyerarşisi)
Riskler analiz edilip en yüksek skordan en düşüğe doğru sıralandıktan sonra, kontrol tedbirlerine karar verilir. Burada kilit nokta, Önlem Hiyerarşisi olarak bilinen ve hem yasal olarak hem de en iyi uygulamalarla desteklenen bir öncelik sırasını takip etmektir. Bu hiyerarşi, en etkili ve kalıcı çözümden en az etkili olana doğru bir sıralama sunar:
- Yok Etme (Elimination): Tehlikeyi tamamen ortadan kaldırmak. (Örnek: Gürültülü bir makineyi prosesten tamamen çıkarmak.)
- İkame (Substitution): Tehlikeli olanı, tehlikesiz veya daha az tehlikeli olanla değiştirmek. (Örnek: Toksik bir solvent yerine su bazlı, zararsız bir temizleyici kullanmak.)
- Mühendislik Kontrolleri: Tehlikeyi kaynağında izole etmek veya fiziksel olarak engellemek. (Örnek: Hareketli aksamlara koruyucu kapak takmak, toz çıkaran bir noktaya lokal havalandırma sistemi kurmak.)
- İdari Kontroller / İşaretler: İnsanların çalışma şeklini değiştirmek. (Örnek: Güvenli çalışma prosedürleri oluşturmak, rotasyon uygulamak, uyarı levhaları ve işaretler kullanmak, eğitim vermek.)
- Kişisel Koruyucu Donanım (KKD): Çalışanı korumak. (Örnek: Baret, eldiven, koruyucu gözlük, maske.) KKD, diğer tüm önlemlerin yetersiz kaldığı durumlarda başvurulacak son savunma hattıdır.
3.4. Adım 4: Süreci Kayıt Altına Al (Dokümantasyon)
Yapılan tüm çalışmaların resmi bir belge haline getirilmesi zorunludur. Yönetmeliğe göre risk değerlendirmesi dokümanı asgari olarak şu bilgileri içermelidir:
- İşyerinin unvanı, adresi ve işverenin adı.
- Ekip üyelerinin isimleri, unvanları ve (varsa) İSG profesyoneli belge bilgileri.
- Gerçekleştirilme tarihi ve geçerlilik tarihi.
- Tespit edilen tehlike kaynakları ve tehlikeler.
- Tespit edilen riskler ve analiz sonuçları (kullanılan yöntem ve risk skorları).
- Kararlaştırılan düzeltici ve önleyici kontrol tedbirleri (DÖF), bu tedbirlerin uygulanmasından sorumlu kişiler ve uygulama tarihleri.
- Tedbirler alındıktan sonra hesaplanan yeni (artık) risk seviyesi.
Bu dokümanın her sayfası ekip üyelerince paraflanmalı, son sayfası imzalanmalı ve denetimlerde sunulmak üzere işyerinde saklanmalıdır.
3.5. Adım 5: Gözden Geçir, Güncelle ve Yenile (Sürekli İyileştirme)
Risk değerlendirmesi, bir kere yapılıp rafa kaldırılacak statik bir belge değildir. Alınan önlemlerin etkinliği düzenli olarak izlenmeli, denetlenmeli ve aksayan yönler için yeni tedbirler alınmalıdır. Bu adım, süreci yaşayan ve sürekli iyileşmeyi sağlayan bir döngüye dönüştürür.

Bölüm 4: Risk Değerlendirmesi Ne Zaman Yenilenir?
Mevzuat, risk değerlendirmesinin güncel kalmasını sağlamak için iki tür yenileme mekanizması öngörür: periyodik ve duruma bağlı.
4.1. Periyodik Yenileme: Tehlike Sınıfına Göre Takvim
Tüm işyerleri tehlike seviyelerine göre sınıflandırılmıştır ve risk değerlendirmeleri bu sınıflara göre belirlenen azami süreler içinde yenilenmelidir.
Tablo 3: Tehlike Sınıflarına Göre Risk Değerlendirmesi Geçerlilik Süreleri
Tehlike Sınıfı | Örnek İş Kolları | Yenileme Periyodu | Kaynak |
Az Tehlikeli | Ofisler, perakende mağazalar | En geç 6 yılda bir | 2 |
Tehlikeli | Gıda üretimi, atölyeler | En geç 4 yılda bir | 2 |
Çok Tehlikeli | İnşaat, madencilik, kimya sanayi | En geç 2 yılda bir | 2 |
4.2. Duruma Bağlı Yenileme: Derhal Harekete Geçmeyi Gerektiren Olaylar
Periyodik sürenin dolmasını beklemeden, aşağıdaki durumlardan herhangi birinin yaşanması halinde risk değerlendirmesinin derhal tamamen veya kısmen yenilenmesi zorunludur:
- İşyerinin taşınması veya binalarda önemli bir değişiklik yapılması.
- Yeni bir teknoloji, makine, ekipman veya kimyasal madde kullanılmaya başlanması.
- Üretim yönteminde köklü bir değişiklik olması.
- Bir iş kazası, meslek hastalığı veya ramak kala olayın meydana gelmesi.
- Çalışma ortamı sınır değerlerine (örneğin, kimyasal maruziyet limiti) ilişkin bir mevzuat değişikliği olması.
- Yapılan ortam ölçümü veya sağlık gözetimi sonuçlarının yeni bir riske işaret etmesi.
- İşyerini etkileyebilecek yeni bir harici tehlikenin (örneğin, komşu tesiste başlayan tehlikeli bir faaliyet) ortaya çıkması.
Bu çift mekanizma, risk değerlendirmesini operasyonel gerçeklikle senkronize halde tutan, dinamik bir “yaşayan belge” haline getirir.
Bölüm 5: Yükümlülükleri İhmal Etmenin Bedeli: Yaptırımlar ve Cezalar
Risk değerlendirmesi yükümlülüğünü yerine getirmemenin ciddi sonuçları vardır.
5.1. İdari Para Cezaları (2025 Yılı İtibarıyla)
6331 Sayılı Kanun’un 26. maddesi uyarınca, risk değerlendirmesi yapmamanın veya yaptırmamanın cezası her yıl yeniden değerleme oranına göre güncellenmektedir. 2025 yılı için öngörülen ceza tutarı yaklaşık 132.994 TL‘dir. Ayrıca, İSG uzmanı veya işyeri hekimi görevlendirmemek gibi ilişkili diğer yükümlülüklerin ihlali durumunda cezalar her ay tekrarlandığı için, uyumsuzluğun maliyeti katlanarak artabilir.
5.2. Cezadan Daha Ötesi: Hukuki ve Cezai Sorumluluk
İdari para cezaları, buzdağının sadece görünen kısmıdır. Meydana gelen ciddi bir iş kazası veya meslek hastalığı sonrasında yapılan incelemede, risklerin değerlendirilmediği veya değerlendirilip de gerekli önlemlerin alınmadığı tespit edilirse, işveren çok daha ağır hukuki ve cezai sorumluluklarla karşı karşıya kalabilir. Unutulmamalıdır ki, risk değerlendirme raporu, ihmalkarlığa karşı bir kalkan değildir; aksine, bilinen ama kontrol edilmeyen bir riskin kanıtı haline gelebilir.
Sonuç: Risk Değerlendirmesi Sadece Bir Belge Değil, Bir Kültürdür
Özetle, risk değerlendirmesi; yasal bir zorunluluk, işbirliğine dayalı bir ekip çalışması ve 5 adımlık sistematik bir döngüden oluşan, proaktif iş güvenliğinin temelidir. Ancak nihai hedef, mevzuata uygun bir doküman hazırlamaktan ziyade, en üst yöneticiden sahada çalışan her bir bireye kadar herkesin tehlikeleri tanıma ve riskleri kontrol etme konusunda aktif rol aldığı bir güvenlik kültürü oluşturmaktır. Güvenlik, herkesin sorumluluğudur ve bu sorumluluk, doğru yapılmış bir risk değerlendirmesi ile başlar.İşyerinizde kapsamlı, yasalara uygun ve etkin bir risk değerlendirmesi süreci kurmak, mevcut değerlendirmenizi yenilemek veya bu konuda profesyonel destek almak için uzman ekibimizle iletişime geçebilirsiniz. (https://ankatekosgb.com.tr/risk-degerlendirmesi/) hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi almak için sayfamızı ziyaret edin.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Risk değerlendirmesini işverenin kendisi yapabilir mi?
Evet, ancak belirli şartlar altında. “İşyerlerinde İşveren veya İşveren Vekili Tarafından Yürütülecek İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerine İlişkin Yönetmelik” uyarınca, 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde, Bakanlıkça ilan edilen eğitimi tamamlayan işveren veya işveren vekilleri bu hizmeti (risk değerlendirmesi dahil) kendileri yürütebilir. Diğer tüm durumlarda, yönetmelikte belirtilen profesyonel ekibin kurulması zorunludur.
Risk değerlendirmesi raporu herhangi bir kuruma onaylatılmalı mı?
Hayır. Hazırlanan risk değerlendirmesi dokümanının herhangi bir kuruma bildirilmesi veya onaylatılması gerekmemektedir. Ancak, yasal olarak geçerli ve eksiksiz bir şekilde hazırlanmalı ve olası bir denetimde müfettişlere sunulmak üzere işyerinde saklanmalıdır.
Alt işverenlerin (taşeronların) risk değerlendirmesi sorumluluğu nedir?
Her alt işveren, kendi yürüttüğü işlerle ilgili risk değerlendirmesini yapmak veya yaptırmakla yükümlüdür. Hazırladıkları raporun bir kopyasını asıl işverene vermek zorundadırlar. Asıl işveren ise bu çalışmaları denetlemek, kendi risk değerlendirmesiyle bütünleştirmek ve tüm sahadaki çalışmaları koordine etmekle sorumludur.
“Ramak kala” olay nedir ve risk değerlendirmesi için neden önemlidir?
“Ramak kala olay,” yasal tanımıyla “İşyerinde meydana gelen; çalışan, işyeri ya da iş ekipmanını zarara uğratma potansiyeli olduğu halde zarara uğratmayan olay”dır. Örneğin, bir malzemenin yüksekten düşüp kimsenin olmadığı bir yere isabet etmesi. Bu olaylar, kaza olmadan önce sistemdeki zayıflıkları gösteren çok değerli verilerdir. Risk değerlendirmesi sürecinde bu olayların kayıtlarının incelenmesi, potansiyel tehlikelerin kazaya dönüşmeden önce tespit edilip kontrol altına alınmasını sağladığı için yasal bir zorunluluktur.